İHTİYARÎ HAYATIN VASITALARI

Buna örnek olarak bedenin canlı ve baki kalması için yemek, içmek, tedavi görmek, araziyi sürüp ekmek için öküz ve inek gibi hayvanlardan faydalanmak, su içmek için bir kabı kullanmak, düşmanı uzaklaştırmak için dostlardan ve silâhlardan faydalanmak, bir şey öğrenmek için hocalardan yardım istemek, ilim ve sanatı öğrenmek için kitaplara ihtiyaç duymak, sâlih kişilerden yardım istemek gibi sayılabilecek pek çok konu vardır. İhtiyarî hayat vasıtası olarak, Kur’an- ı Kerim’de dahi anlatıldığı gibi, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz’e zor anlarında, Yüce Allah (CC), melâikeleri ile yardım göndermiştir. Bunlar zâhirî ve bâtınî sebeplerle olmaktadır ki, müessir vasıtalardır. Burada hakikatte yardım eden, bizzat Hakk Teâlâ’dır.

Nitekim Yüce Allah (CC), güçlü Kitab’ında Enfal Sûresi 10. Âyet’inde:

“Yardım, ancak Allah’tandır” buyurduğu gibi, yine Enfal Suresi 62. Âyet’inde:

“Sani yardımıyla müminlere teyid eden O’dur” buyurulmaktadır. Keza Yine Enfal Sûresi, 64. Âyet’inde:

“Ey Habibim! Allah, sana da, sana tâbi olan müminlere de elverir” buyurulmaktadır. Hakk Teâlâ (CC), bu Âyeti ile âdeti üzere, zıd etkiyi hakkıyla kuvvetlendirmek için çift olarak söz edip, buyurmuştur. Bu babta Enfal Sûresi, 9. Âyet’inde:

“Hani Rabb’inizden meded istemiştiniz, O da ‘Ben, size, birbiri ardınca bin melâike ile imdad ediyorum’ diyerek duanızı kabul etmişti” buyurulmuştur. Hakk Teâlâ (CC), bu Âyeti ile “Allah’tan yardım dileyen kimseye, Allah yardım eder” manasını buyurmuştur. Ebu Cuhayfe’nin Hadis’inde geçtiği gibi, sâlih kişilerin ellerini öpmekte, İmam-ı Gazalî’nin kitabında işaret ettiği gibi, Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz’den naklen rivayet edildiği üzere, sâlih kişilerin ellerini öpmekte, kişinin şehvet hissi ile hanımını öpmesinde ve yakın dostlar ile çocukları merhamet ve şefkat maksadı ile öpmekte bir sakıncanın olmadığı yazılıdır.

Hadisçilerden Ebu Davud ve Buharî’nin, El Edeb-ül Müfred adlı eserinde Hz. Züra (RA)’dan naklen bir Hadis anlatılır. Bu zat, Medine’ye gönderilen heyet içinde bulunanlardan biri idi. Bu zat şöyle anlatır: “Medine’ye gelince, kafileden ayrılarak Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz’in elini öpmeye koşmuştuk.” Bu kafilede bulunanlardan biri de Abdullah bin Ömer (RA) idi. Ve bu olayı şöyle anlatmaktadır: “Bizler, Resul-ü Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz’e sokularak mübarek elini öptük.”

Ebu Davud, diğer bir Hadis’te: “Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz’in kerimeleri Hazret-i Fatıma (RAnha), babaları bulundukları yere teşrif ettiklerinde ayağa kalkar ve babalarının elini hürmetle öperlerdi” demektedir.

Tabaranî de Kâab bin Malik (RA)’den naklen şu Hadis’i anlatır: “Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz bu zata misafir olunca, Kâab bin Malik, Efendimiz’in mübarek ellerini tutarak öpmüştür.” Hadisçi Hâkim ise bu Hadis’i: “Mübarek başını ve ayağını öpmüştür” şeklinde düzelterek anlatır.

Tirmizî ise rivayet ettiği bir Hadis’te: “Yahudi taifesinden bir topluluk, Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz’e gelerek, mübarek elini ve ayağını öpmüşlerdir” der. Böylece Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz’in elini ve ayağını öpmelerine mani olmaması ve buna rıza göstermesi, yeterli bir işarettir. Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz’in hayatı, naklen gelen Hadisler ve anlattıklarımız, insaf sahipleri için yeterli ispat ve delillerdir.

2021-09-01T16:05:09+03:00 By |