euzubesmele
Daha önce de açıkladığımız gibi, mübarek pederimin bitkilerle ilâç yapmada ve hastaların tedavisinde büyük ve geniş bilgisi vardı. Ayrıca havas ilminde, yani gizli ilimlerde, özellikle harf ilmi ve tertip ve tanziminde, rüya tabiri ve benzer ilimlerde derin bilgisi bulunuyordu. Şu cihet bilinmelidir ki, Allah (CC)’ın selâmı üzerine olsun, Hazret-i Yusuf’un rüya mucizesi ve tabiri herkes tarafından bilinmektedir.

Hadis-i Şerifler’le sabittir ki, güzel bir rüya, nübüvvetin kırkta bir ölçüsünde, ledünnî İlâhî bir bağıştır. Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimizin nübüvvetinden, ümmetine kalan bir izdir. Nitekim Hazret-i Şeyh Ziyaeddin (K.S.), Yüce Allah’ın ve Resulü’nün dostluğunu ve yakınlığını kazanmıştı. Saygıdeğer pederim, bu konuda şöyle konuşmuştu: “Ramazan ayı girmeden önce, bir gece rüyamda Hazret-i Şeyh Ziyaeddin (K.S.)’i görmüştüm. Bana karşı ilgi ve teveccühünün son derece arttığını müşahede ettim. Bana: ‘Onu kaybetme, onun tesirini bekle’ demişti. Sabah olunca pederimin huzuruna giderek, gece bir rüya gördüğümü söyleyince, henüz rüyayı açıklamamıştım ki, bana: ‘Sana olan teveccüh müdür? Odur sanırım, sakın onu kaybetme’ diye konuşmuştu.

Ben bu rüyanın etkisini beklemeye başladım. Ramazan ayı girince, âdetim üzere, halktan uzak olarak itikâfa girmiştim. Hususi görevim ve Kur’an tilâveti ile meşgul oluyordum. Kur’an tilâveti esnasında kalbimin ferahlayıp huzur dolduğunu, içime İlâhî feyzin aktığını hissediyordum. Bu halin, babamın hususi teveccühünden ileri geldiğini anlamıştım. Onun güçlü idrakinin ve geniş bilgisinin bir delili olarak rüyamı anlatmadan kendilerinin izah etmesini görüyordum.”

2015-01-31T22:30:52+03:00 By |

Siz de fikrinizi belirtin